Beden sağlığı ağızdan başlar

18 Ocak 2018

İlk diş heyecanı, diş buğdayları, partiler, ilk diş fırçası, hangi macunu almalı, pedodontiste gitmeli mi, ilk dişi düştü, kalıcı dişi geldi vs. eğer ki ilk çocuğunuzsa en güzel heyecanlar… İncilerin dizilmeye başlayıp da pirinç tanesi gibi kendilerini göstermeleri yok mu. Tabi gelişim evrelerinin her birinde annelerin aklına pek çok soru gelir, biz de sizden gelenleri Diş Hekimi Ve Ortodonti Uzmanı Burak Büyüktürk’e ilettik, işte cevapları.

 Çocuklarda flor uygulaması mutlaka yapılmalı mı? Neden?

Flor, doğada birçok bitkide, yer altı sularında bulunan bir element. Örneğin deniz suyunda bulunmasından dolayı balık ve diğer deniz canlıları flor açısından zengindir. Bitkiler arasında ise en fazla çayda bulunur. Diğer bitkiler ise yetiştirilen toprağa bağlı olarak farklı düzeylerde flor barındırır. Et, sakatat, ıspanak, elma, yumurta, tavuk, pirinç, yulafta flor vardır. Diş ve kemik yapısında toplam 2-3 g flor bulunur. Florun diş yapısında bulunması çürüğe karşı direncini arttırması açısından önemlidir. Fakat dişin yapısına florun alınması çürüğü tamamen önleyeceği anlamına gelmemektedir. Günümüzde çocuklarda beslenme alışkanlıklarının daha şekerli ve asitli yöne kayması, ağız hijyenin yeterli olmaması gibi nedenlerden dolayı çürük oranı oldukça yüksektir. Florun içme sularına konularak sistemik olarak alınması birçok ülke tarafından yapılırken, artık bu uygulama ülkemiz dahil birçok ülke tarafından terk edilmiştir. Flor, çürüğe karşı dişi dirençli bir yapı haline getirmesi diş hekimliğinde özellikle çocuk hastalarda süt ve yeni çıkan daimî dişleri korumak adına bu uygulama “koruyucu diş hekimliği” olarak yapılmaktadır. Flor uygulaması rutin olarak yılda 2 kez yapılması tavsiye edilmektedir. Flor uygulaması yapılması zorunlu bir uygulama değildir. Çocukların beslenme alışkanlıklarını düzenleyen, şekerli ve asitli ürünlerden uzak tutan, günlük düzenli ağız bakımlarını yaptıran, 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne götüren ebeveynler bu uygulamayı yaptırmama konusunda daha rahat olabilirler. Diş hekimi kontrolleri esnasında diş hekimiz çocuğunuzun çürüğe yatkın bir ağıza sahip olduğunu söylüyorsa yaptırmaktan da korkmamalısınız.

 Bu uygulamanın okullarda yapılması ne kadar doğru?

Son dönemde birçok anne ve baba diş hekimlerini arayarak bu işlemin okulda yapılmasına izin vermeli miyiz diye soruyor. Flor vernik uygulaması normalde klinik koşullarda diş kurutularak uygulanan bir yöntemdir, işlem sonrası hastanın bol miktarda tükürmesi ve 30 dakika boyunca hastanın bir şey yememesi ve içmemesi söylenir. Eğer bu koşullar sağlanıyorsa uygulanmasında bir sakınca yoktur. Ayrıca son dönemde üretilen birçok flor vernik tükürük olsa bile uygulanabilmektedir.  Koruyucu Diş hekimliği uygulamalarında toplumun bilinçlenmesi açısından bu yapılan çalışmanın olumlu olduğunu düşünüyorum.

– Florürlü diş macunu neden önemli? Dünya’da florürün epifiz bezine zarar verdiğine ilişkin bilgiler de mevcut ama bilimsel gerçekliği nedir?

Diş fırçalamada ki amacımız dişin yüzeyinde bulunan bakteri plağının uzaklaştırılmasıdır.  Fırçalama sırasında kullandığımız macun ise yüzeyi temizlemeye yarayan bir ajandır. Bu nedenle florürlü diş macunu önemli diye bir şey söylemek çok doğru olmayabilir. Ya da bakteri plağını diş yüzeyinden etkili bir şekilde kaldırma işlemini florürlü diş macunu daha iyi yapar demek yanlıştır. Sadece macunun içerisindeki sodyum florür fırçalama esnasında dişin yapısına flor kısmı dişin yapısına geçerek flor apatit kristalleri oluşturmaktadır. Bu yapı çürüğe karşı daha dirençli yapıdır. Küçük çocuklarda florürlü diş macunlarının kullanımı uygun değildir. Çünkü çocuk macunu farkına varmadan yutabilmektedir.  Epifiz bezine zarar verdiği ile ilgili birçok çalışma bulunmaktadır. Özellikle yapılan çalışmalarda Sodyum florürü çok hızlı bir şekilde bünyesine aldığını ve birikimi sonucu davranış değişikliğine neden olduğu belirtilmektedir. Fakat unutulmamalıdır ki içtiğimiz içme sularında bulunan flor oranı,  flor oranı yüksek denizlerde yaşayan balıkların tüketilmesi, flor seviyesi yüksek topraklarda yetişen bitkilerin yenmesi çok daha tehlikeli olabilir.

– Fissür örtücü nasıl bir uygulama? Eskiden bizlere kimse fissür örtücü yaptırmazdı şimdi ne oldu da bu gereklilik çıktı?

Günümüz sağlık alanında yapılan çalışmaların hepsi, hastalık neden oluşmuş ve bunu önlemeye yönelik ne yapabiliriz? kısmını öncelikle sorgular. Eğer hastalığa neden olan etken bulunur ve önlenebilirse o zaman o hastalıktan söz etmemiş oluruz. Bunun içinde günümüzde etkili koruyucu ve önleyici tedaviler önemli yer tutmaktadır. Bu konu üzerinden dişlere gelecek olursak, diş çürükleri en çok dişlerin çiğneme yüzeyinde bulunan fissür dediğimiz çukurlarda gerçekleşmektedir. Bu çukurlar çok derinse fırçalama ile temizlenmesi imkansızdır. Bu çukurların düzgün bir şekilde kapatılması çürük oluşum riskini büyük oranda azaltacaktır. Ayrıca beslenme alışkanlıklarımız eskiden daha sert ve rafine edilmemiş ürünlerken, şu an hayatımıza maalesef rafine ürünler, yapışkan ürünler, asitli içecekler, şekerli ürünler fazlasıyla girdi. Bu ürünlerin tüketilmesinin yanı sıra basit bir işlem olan diş fırçalama da yapılmadığında çürüğün oluşumu vazgeçilmez.

– Düzenli diş hekimi ziyaretlerinde gelişim çağındaki çocuklarda ne gibi tespitler yapılıp düzeltilebilir?

Düzenli diş hekimi kontrolleri 6 ayda bir yapılması gerekmektedir. 2,5-3 yaşında bütün süt dişleri tamamlanan çocuk diş hekimine getirilerek, bir işlem yapılmasa bile ortamı tanıması ve çocuğun diş hekimine alışması oldukça etkili bir yöntemdir. 3-7 yaş arasında çocuklarda en çok görülen problem diş çürüğüdür. Bu dönemde çürük tespit edildiyse çürüğün durumuna göre dolgu veya kanal tedavisi yapılması gerekebilir. Bunun dışında ağız içi bütün yumuşak dokular (dil, yanak, diş etleri, ağız tabanı vb) muayene edilmesi oldukça çok önemlidir.7-12 yaş süt dişlerinin düştüğü ve daimi dişlerinin sırayla çıktığı karma dişlenme dönemidir. Bu dönemde gelişen diş çürükleri varsa bunlara müdahale edilir ve yine düzenli kontrollerde detaylı muayeneler yapılır.  Örneğin ağız tabanı ve dil muayenesi sırasında dili ağız tabanına bağlayan dokunun çok kısa veya uzun olması çocuğun dilini rahat kullanmasını önleyebilir. Müdahale edilmesi hastayı rahatlatacaktır. Başka bir örnek verecek olursak düzenli ağız bakımı yapmayan çocuklarda her dönemde diş etlerinde şişlik, diş fırçaladığında ise kanama görülmesi muhtemeldir. Ağzından kan geldiğini düşünen çocuk, korkarak dişlerini fırçalamak istemeyebilir. Bu durumun tam tersi, fırçalamamaktan kanadığı detaylı olarak anlatılmalıdır. Düzenli bakıma rağmen eğer devam ediyorsa diş hekimine muayene ettirilmelidir. 7 yaş itibariyle ön daimi kesicilerin çıkması ile ortodontik açıdan çocuğun muayene ettirilmesi için bir ortodonti uzmanına getirilmesi oldukça önemlidir. Çünkü bu dönemde karşımıza çıkan çapraşıklıklar veya çene problemleri gelişim çağında tedavisi oldukça kolaydır. İleriki yaşlarda tedavisi daha zor cerrahi operasyonlara kadar gidebilmektedir.

– Süt dişlerinin bakımı kalıcı dişleri etkiler mi?

Kesinlikle etkiler. Herhangi bir süt dişinin çürüğünün ilerlemesi sonucu çürük kaynaklı bir enfeksiyon daimi dişin gelişimini bozacaktır. Yine aynı mantıkla süt dişlerinde oluşan küçük çürüklerin DAHİ önemsenmeyerek müdahale edilmemesi süt diş kavsinin daralmasına ve alttan gelecek daimi dişlerin sürme yönünün değişmesine neden olabilir. Bu durum daimi dişlerdeki çapraşıklığın önemli nedenlerinden bir tanesidir. Ya da hasta süt dişini çektirmek zorunda kalırsa, vaktinden önce kaybederse, alttan gelecek daimi dişin bu bölgeye düzgün bir şekilde sürmesi için yer tutucu yapılması şarttır.

– Kalıcı dişler tamamlanmadan yamukluk vb. sorunla ortodonti tedavisi gören çocuğun ilerleyen yaşlarda tekrar tedaviye ihtiyacı olur mu?

Bunu tam olarak cevaplamak mümkün değildir. Çünkü her hasta spesifiktir. Dolasıyla her ağızda yapılacak tedavi planlaması da bir o kadar spesifik olacaktır. Eğer hastanın çenelerin gelişimi ile ilgili bir problemi (anomali) yoksa genelde ortodonti tedavisi ortalama 12-13 yaşlarında kalıcı dişleri tamamlandıktan sonra yapılmaktadır. Kalıcı dişler tamamlanmadan önce yapılan tedavilerde hasta takip altında tutulursa, söylenen kurallara hasta uyuyorsa ve gerekli önlemler alındıysa dişlerin eski haline geri gelmesi oldukça zordur.

– Son yıllarda çocuklarda gördüğünüz en önemli ağız problemi nedir? Neden olduğunu düşünüyorsunuz?

Dişlerdeki çapraşıklık en sık karşılaştığımız ağız içi problemlerden bir tanesidir. Genetik aktarım, süt dişlerinin erken kaybı, süt dişlerinin tedavilerinin zamanında yapılmaması, kötü alışkanlıklar (tırnak yeme, parmak emme, emzik kullanma), üst solunum yollarında görülen polip, geniz eti, burunda görülen septum deviasyonu gibi birçok etken çapraşıklıkların ve ortodontik anomalilerin oluşmasına neden olmaktadır.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir