Hassas Anne – Ece Kumkale

29 Mayıs 2015

Lütfen tanımadığınız çocuklara yiyecek-içecek ikram etmeyin
Çocuklarıma sahip olmadan önce nasıl bir anne olacağıma karar vermiştim. Onları benim ve eşimin doğrularımıza ve prensiplerimize göre büyütecektik. Bizim için önemli bazı konular vardı. Öncelikle mutlu çocuklar olmalarını istedik. Bunun yanında sağlıkları da çok önemliydi. Bu nedenle hamileliğimden itibaren beslenmeye önem verdim. Sanırım üç hamileliğim hayatımın en sağlıklı beslendiğim dönemleriydi. Hamileliğimden itibaren beslenmeye önem vererek onların sağlığı için güzel bir temel oluşturduğumuza inanıyorum.

Çocuk gelişimi konularını araştırırken beslenme konusunda çok bilgi sahibi oldum ve çocuklarım için faydalı olabilecek şeyleri yapmaya, onlara zarar verebilecek şeylerden de uzak tutmaya çalıştım. Bilinçli olarak abur-cubur ve şeker ile tanışmalarını erteledim. Bunları yaparken beni en çok yoran şeylerden biri de çevremdeki insanların tepkileriydi. Bu tepkiler genellikle “Azıcık yesin birşey olmaz, canı çeker, biz yedik de ne oldu” şeklindeydi. Hatta bu tepkiler Hassasanne.com blogumu ve Hassas Anne Facebook sayfamı açmama bile neden oldu. O kadar çok “Bu kadar hassas olma” cümlesini duydum ki anlatamam. Biliyordum bir yerlerde benim kadar hassas anneler vardı ve ben onları bulmalıydım. Şimdi görüyorum ki benim gibi hassas anneler her yerdeler ve hassas bir anne olmaktan gurur duyuyorlar. Günümüzde anneler ne istediklerini çok iyi biliyorlar ve bunu yüksek sesle söylemekten çekinmiyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor.

Beslenme konusu anneler için çok önemli bir konu, tabii benim için de öyle. Çocuklarımın abur-cubur ve paketli ürün yemesini istemiyorum. Organik olmayan tavuk, mevsiminde olmayan meyve sebze ve hazır yoğurtta yedirmemeye çalışıyorum. Tabii ki her zaman bu mümkün değil. Çocuklarım küçüklüklerinden beri bunları yemedikleri ve bunlar evimize girmediği için bu besinlere alışık değiller ve yemek istemiyorlar, bu konuda rahatım. Tabii ki çok nadir zamanlarda ve canları isterse yiyebilirler. Başkaları ikram etse de genellikle kabul etmiyorlar. Herkes benim kadar şanslı değil bu konuda. Çocuktur sonuçta canı da çekebilir merak da edebilir. En önemlisi de o besine karşı alerjisi olabilir. Yani o besini yerse çocuk şoka girebilir hatta evet belki de ölebilir. Başkalarının çocuklarına bir şey ikram ederken bunu hatırlamakta yarar var.

10-16 Mayıs haftası dünyada Besin Alerjisi Farkındalık haftası olarak kutlanıyor. Kendisi de hayatı boyunca alerjilerle mücadele etmiş Özlem Ceyhan Alerjikanne.com blogunda 4 yaşındaki oğlu Efe’nin alerjileriyle nasıl mücadele ettiklerini yazıyor. Aslında zannettiğimizden çok daha fazla sayıda besin alerjisi olan çocuk olduğunu sitesinden öğreniyoruz:

  • Her 13 çocuktan birinde besin alerjisi mevcut yani bir sınıfta yaklaşık 2 çocuk demek!
  • Amerika’da 6 milyonu çocuk olmak üzere 15 milyon kişide besin alerjsi mevcut!
  • Her 3 dakikada bir, acil servise alerjik reaksiyon nedeni ile bir başvuru gerçekleşiyor. Bu rakam yılda yaklaşık 200.000 hasta demek!
  • Alerjik reaksiyonların %90’ı belli başlı 8 ana alerjik gıda nedeni ile gerçekleşiyor; süt, yumurta, yer fıstığı, ağaç kabukluları, soya, buğday, balık ve deniz kabukluları.
  • Besin alerjisi her yaşta ortaya çıkabiliyor ve her yaş/ırktan insanı etkileyebiliyor.
  • 1997-2007 yılları arasında yapılan araştırmalara göre besin alerjisi görülme sıklığında %50 artış mevcut.

Çocuklardaki besin alerjilerine farkındalık yaratmak için Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş ile bir video çekmişler. Facebook’taki Alerji ile Yaşam Platformu grubundaki annelerin çocuklarının oynadığı videoda çocuklar hangi besinleri yiyemediklerini söylüyorlar. Videonun sonunda da şu mesajı veriyorlar: Ebeveynlerimize “Azıcık yerse birşey olmaz” demeyin. Bizler azıcık yersek bile çok hasta olabiliriz. Bu yüzden ailelerimize sormadan bize yiyecek teklif etmeyin. Halka açık alanlarda çocuklarınıza çikolata, şeker, dondurma yedirmeyin. Çünkü biz sizlere özeniyoruz ve bu besinlerin niye bize yasak olduğunu anlayacak kadar büyük değiliz. Sırf besin alerjimiz nedeniyle toplumdan dışlanmamıza izin vermeyin. Kendinizi ebeveynlerimizin yerine koyun. Sadece bir gün bu yiyecekleri çocuklarınıza vermemeyi deneyin. Ve anlayın, sadece bizi anlayın.

Bu güzel kampanyayı gönülden destekliyorum. Zaten güvenlikleri için de çocuklarımız yabancılardan kesinlikle yiyecek maddesi almamalı. Sizler de tanımadığınız çocuklara yiyecek ikram etmeyerek ve çocuklarınızı bu bilinçle yetiştirerek bunu destekleyebilirsiniz.

2 Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir