Günümüz Ebeveyn Tutumları – Elmas Dirim Erdinç

1 Şubat 2018

Hem bir anne olarak hem de özel eğitim öğretmeni olarak gözlemlediğim bir takım ebeveyn tutumlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Anne olduktan sonra öğretmenliğimde olumlu anlamda çok değişimler oldu. Çocuklarla ve öğrencilerimle daha rahat empati kurabiliyorum. Hem öğrencilerimden gözlemlediklerim hem de artık çocuklu ortamda bulunmamla birlikte bazı değerlendirmeler yapabiliyorum. Bunlardan en çok ebeveyn tutumlarına değinmek istiyorum. Günümüzde aileler televizyonu çocukların vakit geçirmesinden çok, bir şeyler öğrenmesi için de kullanıyorlar. Televizyonlardaki çocuk kanallarında ki programlar ve çizgi filmler eğitsel içerikli. Evet böyle olması güzel, doğru ama bunun arkasına sığınmak her şeyi bu programlardan beklemek asıl problemimiz. Çevrenizde bir annenin/babanın şunu söylediğini duyarsınız: ‘benim çocuğum 10’a kadar sayabiliyor.’ ya da ‘bak sen şuna büyümüş de küçülmüş sanki bir yetişkinle sohbet ediyorum’. Bunları beceren çocuk sanki kendini yetiştirmiş gibi bahsederler. Oysaki çocuk bunları televizyondaki programlardan öğrenmiştir. Çocuklar teşekkür etmeyi, dişlerini fırçalamaları gerektiğini, günaydın demeyi bile televizyondan öğreniyorlar. Ailelerin sorumluluklarının büyük kısmını televizyondan bekliyor olmaları son derece üzücü. Hani çocuk yaparak yaşayarak öğrenecekti. John Locke’a göre zihin boş bir levhadır. Düşüncelerimizin ve bilgilerimizin kaynağında deney olduğunu söyler. Oysa ki biz ebeveynler günlük yaşantımızdaki her şeyi doğru ve çocuğun yaşantısına yönelik yapsak televizyondan öğrenmesine ihtiyaç duymayacağız. Elbette televizyon yaşantısında görsel ve işitsel açıdan güzel bir eğitim metodu olabilir ama sadece bunun arkasına dayanıp çocuğuyla ilgilenmeyen ebeveynler beni endişelendiriyor. Bu konu ekonomik güçle alakalı değil. Keşke aileler çocuklarıyla oyun oynamayı becerebilse onlarla çocuk olabilseler, çocuklara imkan yaratsalar onların kendilerinin yaşayarak öğrenmelerine.eğitici çizgi filmlerden ahlak, sayı sayma ve teşekkür etmeyi öğrenmesinler de yaşayarak öğrenseler.çocuk zamanında kitapla tanışmadığı için yaş okul çağına geldiğinde aile bekliyor ki çocuğum yine yetişkin cümleler kullansın, bilgi ona otomatik yüklensin. Doğal olarak da çocuk nasıl öğreneceğini bilmediği gibi yaratıcılığı ve içindeki güdü daha henüz bir şeyler başlamadan sönüyor. Her şeyi televizyondan öğrenen çocukların aileleri bunu bir de övünülecek şeymiş gibi anlatması son derece üzücü bir gerçek.

Beni başka endişelendiren konu da çocukların beslenmesi. Her sabah okulumuz öğrencilerini şöyle bir gözlemlediğimde kahvaltı yapmadan gelenlerin sayısını fazla olduğunu görüyorum. Anneler çantalarına poğaça,simit, hazır meyve suyu ve hazır keklerden koyuyorlar. Günün en önemli öğününü son derece sağlıksız şekilde başlıyorlar. Aslında toplumumuzda kahvaltı önemli bir öğünken gittikçe değersizleşiyor. Annelerin hazır gıdaya bu kadar alışması, kolaylarına gitmesi ve çocuklarına bunu alıştırması çok kötü. Zaten erken yaşta başlayan diş çürükleri bu kötü beslenmenin en iyi kanıtı diye düşünüyorum. Sağlıksız ve hazır gıda beslenmesini insanlar hep kilo açısından değerlendiriyor ama ağız sağlığı hep ikinci planda kalıyor. Günümüzde birçok okulda öğlen yemeklerinden sonra da diş fırçalamalarına dikkat ediliyor. Böylece aileden eksik kalan bu davranış kazandırılmaya çalışılıyor.

Yanlış olduğunu düşündüğüm bir başka ebeveyn tutumu da çocuklarına kıyamama durumu, küçük sorumluluklar vermeme hali. Geçenlerde bir velim evlenen kızı için şöyle demişti: ‘temizlik yapmayı bilmez ben onu prensesler gibi yetiştirdim. Şimdi evinde nasıl yapacak?’  bunu söyleyerek endişesini dile getirmişti. Bir irkildim bunu duyunca. ‘prensesler gibi yetiştirmek’  kulağıma o kadar tırmalayıcı ve rahatsız edici geldi ki. Bu bir marifet değil senin çocuğunu hayal dünyasında yetiştirdiğinin göstergesi. Bunu hava atılacak bir şeymiş gibi anlatması çok tuhafıma gitti. Oysa ben bunu duyduğuma üzüldüm. Bir nesil hayattan kopuk olarak yetişiyor diye düşündüm. İşte çevremizde bunu düşünen ebeveynler çok. Çocuğuna kıyamama bakışı var. Ek gıdaya geçmiş bebeğin yemesine izin vermezler üstü başı kirlenecek yerler kirlenecek diye. Böyle başlıyor işte bu serüven. Çocukluk çağındayken de yatağını düzenlemesine ve evde kek yaparken çırpmasına izin vermez. Oysa ki çocuklar annelerin babaların yaptığı her şeyi yapmak ister buna özenir. Dökse de kirletse de tehlikeli değilse onun için buna izin verilmeli.

Bu şekilde farkında olmadan çok yanlış davranışlarda bulunuyoruz. Küçük ama etkisi büyük olan bu davranışlarımızı düzeltmemiz temennisiyle.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir