Doğumun ruhu – Ayşe Öner

3 Ocak 2018

Bu ay sizlere yeni yılda, yeni yazmış olduğum “Doğumun Ruhu” kitabımdan “DOĞUMA DOĞRU” bölümden alıntı yaparak içeriği biraz  tanıtmak istedim.Doğumla ilgili korkularla yüzleşmenize kendi bedeninize ve doğaya inancınızın güçlenmesi temennisi ile…

“Doğum sağlıklı, fizyolojik, doğal bir tabiat olayı. Ve kadınların bedenlerinde, genetik kodlarında bebeklerini doğurmak, bakımını yapmak için gerekli tüm bilgi ve güç, zamanın başlangıcından beri var ve hep orada… Öncelikle bu inancı kuvvetlendirmelisin… Kadın olarak vücudunda yeni bir hayatı var etme gücün; evrenin sana bağışladığı bir lütuf, bir mucize, bunu fark et; çünkü günümüz kültüründe bunun ne kadar kutsal, ne kadar ruhani bir deneyim olduğu hep unutuluyor. Doğum ile kendi zihninin derin bilgisini, anlayışını, sabrını, sezgisel gelişimini, kendi vücudunu ve kendini sevmeyi ve seni ebeveyn olarak seçen bebeğin ruhunu da kuvvetle hissedeceksin. Her ruhun bir kaderi var, bebeğin de bu dünya yaşamında yürüyeceği yolu, doğacağı senin bedenini seçerek armağanları ile geliyor, sen kendini ne kadar aydınlatır, sevgi, huzur, şefkat ve farkında olarak yaşarsan, ki zaten bir kadın olarak özün bu, doğuma bakış açın ve korkuların azalacaktır. Çoğunlukla doğuma yakın günlerde etrafındaki insanlardan garip temenniler alırsın. “ Bir avazda doğur inşallah” “Allah kurtarsın” gibi… tüylerini diken diken eden bu temennileri kim söylemeyi başlatmış hep merak ederim…. Bu senin doğumun, güç sende, doğumun ihtişamı ve zaferi, gücünü hissetmen, zihninin illüzyonlarına mahkum olmamanla ilgili. Bedenin zihninin eylem robotu olursa işin zor, oysa zihninin kraliçesi olabilecek güç de sende, bunu bilmelisin. Yine etrafın kafanı karıştıran ve korkutucu doğum hikayelerine maruz kalmamak için tahmini doğum tarihini de kimseye söyleme, soranlara “doktorun söylediğine göre ………. ayın ortaları hatta sonlarını da bulabilirmiş” gibi yuvarlak bir zaman süreci ver, bu seni de rahatlatacak, tahmini doğum tarihine şartlandırmayacak, yakınların da seni daha az rahatsız edecektir, emin ol…

Bebeğin dünyaya gelmesini doğumun sağlayacak, kendine doğumunu seveceğin alan yarat; hemen nefes egzersizlerine başla, nefes yaşamın ilk hareketidir, hamilelikde kan volümünde ki artış akciğerlerindeki dolaşımı da etkiler, nefes alma ile ilgili sıkıntılar yaşamaya başlayabilirsin. Bebeğinin 32. haftaya kadar büyümesi yukarı, diyaframa doğru olduğundan, kullandığın akciğer kapasitenin daha da azalmasına yol açar, nefes ile bedenimize sadece oksijen değil, yaşam enerjisi de doldururuz ve benliğimiz ile ruhumuz arasındaki eksenimiz nefesimizdir. Nefes, var olan en evrensel meditasyon pratiklerinden biri olup, bedeninin nasıl rahatlayıp, zihninin berraklaşmaya başladığını hissedeceksin.

İçinde bu yaşam enerjisini, kanında artan oksijen miktarını ve bebeğinin küçük tekmelerle hemen dans etmeye başladığını fark edip, bu berrak alanda kal, yavruna şarkılar, ninniler söyle ve anın tadını çıkar…

Hamile kaldığında seçeceğin Kadın doğum doktoru çok önemlidir çünkü hamileliğin boyunca

doktorunla bir ortaklık kuracaksın. Gebelik boyunca kontrollerini, bebeğinin ve senin takibini yapacak, sorularını ona soracaksın, bazen gece yarısı araman gerekebilir, doktorun sana bu rahatlığı veriyormu?.. Onunla kendini nasıl hissediyorsun bu önemli; doktorun sana dokunduğunda, elleri nazikmi?.. O eller bebeğinin dünyaya doğmasına yardım edecek, gözlerine baktığında kendini güvende hissediyormusun, senin doğumunla ilgili taleplerini ve felsefeni onaylayacakmı, doğumda seni cesaretlendirecek mi?.. İçten içe reddettiğin bir doktorla kendini sınırlamamanı tavsiye ederim. 

Anne adaylarından birinin başına gelen bir durum anlatmıştı doula arkadaşım Sima;

 Doktoruna mahremiyet talebini söylediğinde “eşinle baş başa akşam yemeği yemeyeceksin, doğurtacağız seni” şeklinde kaba bir cevap üzerine doğumuna çeyrek kala doktorunu değiştirip, içinin onayladığı başka bir doktorla istediği şartlarda muhteşem bir doğum deneyimi yaşamış. Değişim için geç kalmazsın; bu senin doğumun ve doğuracak olan sensin, doğurtulmayacaksın…

Doğum için bir plan oluşturup yazıya dökerek, doğumda taleplerinin karşılanması için bunu önce doktorunla paylaşmalısın. Odandaki mahremiyet, göbek kordonunun göbek nabzı durduğunda kesilmesi, doğumda yanında bir ebe veya doula olacaksa doktorunla tanışmalı, doğum sonrası tıbbi bir zorunluluk olmadıkça bebeğin ile birlikte kalmak istediğini, emzirme konusunda destek görmek istediğini mutlaka konuşmalısın. Yazıya döktüğün istek formunu hastaneye gittiğin zaman seni takip eden hemşire veya ebeye, bebek hemşiresine de vermelisin, senin takip dosyana bu formu koyduklarında taleplerin göz ardı edilmez. Doğum sırasında isteklerini sözlü talep edemeyebilirsin ve dikkate alınmayabilir. Unutulabilir, değişen çalışma saatlerinde taleplerini aktarmayı atlayabilirler ama yazılı bir istek formu mutlaka önemsenecektir.”

Doğum her kadın için bedeni ve ruhu ile yaşadığı muhteşem bir deneyimdir, kitapta nefes çalışmalarını da ayrıntılı içeren bölümler var böylece ne kadar erken başlanırsa o kadar fayda sağlayacaktır.

Yeni yılı kutluyor tüm insanlık ve dünyamız için 2018 yılının iyilikler getirmesini diliyorum.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir