NEDEN VE NASIL TÜP BEBEK?

6 Aralık 2014

Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde yaklaşık 5 ila 7 milyon çift kısırlık problemi yaşıyor. Çocuk sahibi olmak için çırpınan bu ailelerin imdadına ise üremeye yardımcı tedavi tekniklerinden biri olan “Tüp Bebek” yöntemi yetişiyor.

Çocuk sahibi olmak istiyorsunuz ama korunmadığınız halde bir türlü hamile kalamıyorsunuz. Kafanızda, “Biz çocuk sahibi olamayacak mıyız?” sorusuyla gittiğiniz doktorunuzdan “Ancak yardımcı üreme teknikleriyle hamile kalabilirsiniz” yanıtını alınca adeta yıkılıyorsunuz. Maalesef ülkemizde bu hayal kırıklığını yaşayan birçok aile bulunuyor. Ama şöyle de bir gerçek var ki, dünyada Tüp Bebek yöntemiyle doğmuş yaklaşık 1 milyon bebek var. Dolayısıyla görüldüğü gibi umutsuzluğa kapılmanın bir anlamı yok. Artık çocuk sahibi olmak çok zor değil. Ancak biz yine de çocuk sahibi olamayan anne-babaların kafalarındaki sorulara yanıt bulmak, onları kısırlık ve tüp bebek hakkında bilgilendirmek için Bahçeci Kadın Kliniği-Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof Dr. Mustafa Bahçeci ile görüştük.

Kısırlık tedavisinin başarı oranı
Kısırlık tedavi türlerinin hangisi olursa olsun, bunların başarı oranlarında bahsederken şunu belirtmek gerekir: Hiçbir doğurganlık problemine sahip olmayan ve korunmayan bir çiftin bile ortalama hamile kalma şansı, her adet döneminde yüzde 25 civarındadır. Başarı, hastanın problemine ve uygulanan tedaviye göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle de hamilelik başarılana kadar tedavilerin birkaç kez tekrarlanması, olasılığı artırır. Bugün, üremeye yardımcı tedavi teknikleri ile başarı şansı 35 yaşına kadar ortalama yüzde 50-60’dır.

Alternatif tedaviler…
Kısırlık problemi olduğunu anlayan çiftler büyük stres yaşarlar. Bundan dolayı tedavi seçenekleri konusunda kararsız kalabilirler. Genellikle uygulanan tedaviler şunlardır:
* Ovulasyon indüksiyonu (yumurtlamayı artırıcı tedavi),
* Eşin spermlerinin hazırlanıp rahim içersine verilmesi (aşılama, inseminasyon),
* Kısırlığa yol açan nedene göre cerrahi tedavi,
* Üremeye yardımcı tedavi teknikleri: Tüp bebek (IVF), mikroenjeksiyon (ICSI).

Tedavi yöntemi seçilirken, kısırlığa yol açan faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Her yöntemin farklı başarı oranı olduğu gibi, tedavi maliyetleri, süresi ve zorluğu da değişir. Her şeyden önemlisi başarılı olabilmek için zaman tanınması gerekir.

Tedavide başarı oranlarını etkileyen faktörler
 Kadının yaşı (35 yaşından sonra yaş arttıkça doğurganlık azalır),
 Çiftlerin kısırlık süreleri,
 Kısırlık nedenleri,
 Uyarılan yumurtalıklarda olgunlaşan yumurtaların sayısı,
 Spermin kalitesi,
 Gelişen embriyo sayısı,
 Transfer edilen embriyo sayısı

Tedavi sürecinde yapmanız gerekenler
 Yaptırmanız istenilen bütün gerekli testleri yaptırın.
 Hamileliği destekleyici vitaminler ve folik asit kullanın.
 Yeme alışkanlığınızı dengeleyin.
 Cinsel hayatınız hakkında bilgi edinin.
 Sorularınız ve rahatsızlıklarınız için gereken kişi veya kişilerle irtibata geçin.
 Hasta olduğunuzda doktorunuza haber verin.
 Günlük tutun.
 Kendinizi ödüllendirin.
 Eşinizin sizi ödüllendirmesine izin verin.

Tedavi sürecinde yapmamanız gerekenler
 Sağlıksız beslenmeyin.
 Rejim yapmayın.
 Kahve içmeyin.
 Alkol almayın.
 Sigara kullanmayın.
 Doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın.
 Çok fazla egzersiz yapmayın.
 Sauna, jakuzi, sıcak banyolardan uzak durun.
 Yeni projelere başlamayın.
 Yaşamdan uzaklaşmayın.
 Moraliniz bozuk ya da kendinizi kötü hissettiğinizde kendinize fazla yüklenip haksızlık etmeyin.

ÇEVRENİN ETKİSİ
Kimlerle, neyi, ne zaman paylaşabilirsiniz?
Çevremiz, genelde sadece bizi ve eşimizi ilgilendiren konularda, aşırı meraktan kaynaklanan rahatsız edici sorular sormaya çekinmezler. Oysa ki biz çoğu zaman bu noktayı unutup, karşılaştığımız sorgulamaya cevap vermeye çalışarak yoruluruz. Hayatınızdaki insanlara kafanızda yakınlık derecesine ve yaklaşımlarına göre bir sıralama yapabilir ve bu sıralamaya göre kime neyi ne zaman söyleyeceğinize yada söylemeyeceğinize karar verebilirsiniz. Bu şekilde istenmeyen durumlarla karşılaşmadan önleminizi almış olursunuz. Bu hassas ve stresli dönemde size destek olacak kişileri belirledikten sonra, geri kalanlarla kısa süreliğine bile olsa bu konulara değinmekten kaçının.

Net tavır almanın yolları
Çevrenin yaklaşımı bizi rahatsız ediyor ise bu duruma müdahale etmek için çoğu zaman geç kalıyor ve sessizliğimizi bir türlü yenemiyoruz. Fakat unutmamalıyız ki, özellikle aşırı duyarlı, hassas ve stresli olduğumuz dönemlerde bireyselliğimizi göstermekten kaçınmamalı ve hatta tepki ve düşüncelerimizi açıkça bildirmeliyiz. Hayatınızda hiç kimseye, söylemek istemediğiniz bir şeyi söylemek gibi yükümlülüğünüz bulunmamaktadır. Kendinize hep tekrar etmeniz gereken şey; insanlar ancak sizin izin verdiğiniz ölçüde size müdahale edebilir ve sizin bilmelerine izin verdiğiniz kadarını bilmekle yükümlüdürler.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir