Fazla kilo idrar kaçırmayı etkiliyor

28 Eylül 2020

Hamilelikte işeme sıklığının arttığını ve bebeğin basısına bağlı olarak pelvik taban üzerinde de gevşemeler görülebildiğini ifade eden Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan, “Pelvik organ prolapsusu ve stres tipi idrar kaçırma durumlarını hamilelikte ve hamilelik sonrasında daha sık görüyoruz. Bunlardan korunmak için hastalarımıza tavsiyelerimizin başında hamilelikte aşırı kilo almamaları geliyor.” diyor.

Fetüs büyüdükçe mesaneyi öne doğru itiyor. Böylece mesanenin mesafesi daralıyor
Hamile kişinin bedeninde hormonal değişikliklere bağlı olarak ister istemez üriner sistemde de bazı değişiklikler yaşanıyor. Bunların başında glomerüler filtrasyon hızındaki artış (böbreklerin idrar üretme kapasitesindeki yükselme) ve hormonal değişikliğe bağlı olarak üriner sistemi oluşturan düz kaslarda gevşemeye yönelik bir değişim meydana geliyor.

Fetüs büyüdükçe fetüsün yaptığı pelvisteki bası, mesane ve üreterlerin fizyolojisini etkiliyor. Hamilelikte bunlara bağlı olarak bazı ürolojik hastalıkları artmış olarak görüyoruz. Bunların başında da idrar yolu enfeksiyonu geliyor. Ayrıca fetüs tarafından engellenen böbrek ya da böbrekler idrarı mesaneye iletemediği için hidronefroz adı verilen böbreklerde şişme ortaya çıkabiliyor. Ek olarak idrar tutmada problemler yaşanabiliyor. İşeme sıklaşmasında hem artan idrar miktarı hem de mesanenin genişleyecek yerinin azalması rol oynayabiliyor. İdrar sıklaşıyor çünkü mesanenin genişleyecek yeri azalıyor. Fetüs büyüdükçe mesaneyi öne doğru itiyor. Böylece mesanenin mesafesi daralıyor.

Çocukluk çağlarında idrar yolu enfeksiyonu geçirmiş olan kadınlar hamilelik sırasında daha sık idrar yolu enfeksiyonu yaşıyorlar
Hamilelik sırasında saptanan her türlü idrar yolu enfeksiyonu semptomatik olmasa dahi mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. İdrar yolu enfeksiyonu hamilede tedavi edilmez ise daha ciddi problemlere sebep olabilir. Hamilelikte idrar yolu enfeksiyonu takibi çok önemli. Çocukluk çağında idrar yolu enfeksiyonu geçiren ve tekrarlayan kadınlarda hamilelik sırasında ürolojik yakınmalar daha sık görülüyor. Bir hamile kadının özgeçmişinde idrar yolu enfeksiyonu varsa, hamilelikte artan idrar yolu enfeksiyonuna özellikle dikkat etmesi gerekiyor.

Böbreklerdeki şişme çoğunlukla fetüsün üreter üzerine yaptığı bası nedeniyle ortaya çıkıyor. İdrar kaçırma problemi çoğunlukla hamilelik sonunda kendiliğinden kayboluyor. Bazen böbreğin önünün tıkanması böbrekte ağrıya veya böbrekte ileri derecede hidronefroz yani böbrek büyümesine yol açabiliyor. Hatta bazen idrar yolu enfeksiyonuyla birleşerek böbrek iltihabına da sebep olabiliyor. Böyle tablolarda böbreğin ürettiği idrarın rahatlıkla atılabilmesi için üreter stenti adı verilen bir tür kateteri endoskopik olarak üriner sisteme yerleştiriyoruz. Bu stent bir ucu böbrekte bir ucu mesanede olan yaklaşık 26 ile 30 cm. boyutta silikondan yapılmış bir malzeme. Vücut dışından görülmüyor. Hamilelik sonlandıktan sonra da bu stenti çekiyoruz. Böylece bu üreter kateteri hamilelik boyunca böbreğin ürettiği idrarı daha kolay ya da sorunsuz mesaneye iletebilmesini sağlıyor. Bu böbrekteki genişleme daha çok sağ tarafta oluyor. Çocuğun pozisyonuyla ilgili bir durum bu. Seyrekte olsa sol tarafta da gözükebiliyor.

Hamilelikte daha önemli bir sorun da taş hastalığıdır. Böyle bir tabloda tanısal araçların ve testlerin kullanılmasında çok dikkatli oluyoruz. Çünkü bilindiği gibi taş hastalığının tanısında radyolojik yöntemler kullanılıyor. Bilgisayarlı tomografi taş tanısında çok önemli bir silah ama hamilelik sırasında çocuğun radyasyondan etkilenmemesi amacıyla kullanmak istemiyoruz. Dolayısıyla ultrasonografi gibi radyasyonsuz hamileye ve bebeğe zarar vermeyen radyolojik yöntemlerle mümkün olduğu kadar ilerliyoruz. Taş tanısı konulduğunda çok zorunlu kalmadıkça örneğin böbrekte ileri derece bir problem yaratan bir tablo oluşturmadıysa taşların tedavisinde de konzervatif gitmeye çalışıyoruz. Taş böbreğin önünü tıkıyorsa ya da hastada ciddi taş ağrısına yol açıyorsa elbette bu taşa bir şey yapmak gerekiyor. Taşı vücutta bırakarak taşın kenarından ilerletilen üreter kateteri ile taşı by-pass etmek ve böylece hem ağrıları geçirmek hem de böbreği korumak hamilelik sonlanana kadar güvenli bir yöntem oluyor. Çok seçilmiş vakalarda taşa yönelik cerrahi tedavide yapılabiliyor.

Hamilelikte idrar sıklığı artıyor ve çocuğun basısına bağlı olarak pelvik taban üzerinde de gevşemeler görülebiliyor. Pelvik organ prolapsusu ve stres tipi idrar kaçırma durumlarını hamilelikte ve hamilelik sonrasında daha sık görüyoruz. Bunlardan korunmak için hastalarımıza tavsiyelerimizin başında aşırı kilo almamaları geliyor. Çünkü ne kadar kilo alırsa o kadar karın içi basıncı artıyor. Bu da pelvik taban üzerine zararlı etki gösteriyor. Dolayısıyla idrar kaçırma ve pelvik organ prolapsusu komplikasyonlarından mümkün olduğu kadar uzaklaşmak için hamilelikte kiloya dikkat edilmeli.

Hamilelik sırasında özellikle idrar kaçırmaya yatkın olduğunu düşündüğümüz kadınlara Kegel egzersizlerini mutlaka öneriyoruz. Bunlar pelvik tabanı çalıştıran egzersizler. Böylece pelvik taban kuvvetini artırmayı hedefliyoruz. Hamilelik sırasında görülen idrar kaçırmaların bir kısmı geçici oluyor ve hamilelik ortadan kaybolduktan sonra ortadan kalkabiliyor. Ama bir kısmı da kalıcı olabiliyor.

Hamilelere mesane pedini öneriyoruz
Hamilelik döneminde geçici idrar kaçırmalarda mesane için özel tasarlanan hijyenik pedler çok önemli. Özellikle minimal idrar kaçıran hastalarda mesane pedlerini kullanıyoruz. Aşırı aktif mesanenin tedavisinde kullandığımız ilaçları hamilelikte kullanamıyoruz. Hamilelikte bu ilaçlar kesildiğinde karşımıza bazen daha artmış aşırı aktif mesane tablosu çıkabiliyor. Bazen de hamilelikte değişen hormonal durum kendiliğinden aşırı aktif mesaneyi baskılayabiliyor. Stres tipi idrar kaçıranlarda ise hamilelikte herhangi bir cerrahi tedavi söz konusu değil. Onun yerine yine Kegel egzersizlerini önemsiyoruz. Bu tip idrar kaçırmalara önlem olarak da yine hijyenik mesane pedlerini öneriyoruz. Yukarıda belirtildiği gibi eğer hastanın daha önce böyle bir idrar kaçırması yoksa zaten hamilelik sonrası kendiliğinden kaybolabiliyor.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir