Fatih Türkmenoğlu

4 Mayıs 2015

Bu ustaya şapka çıkartılır…
Talia, iki sene boyunca Şehir Tiyatroları’nın çocuk birimince yürütülen “Tiyatro” programına katıldı. Pandomim, oyunculuk, karakter analizi, dans, müzik dersleri oldu. Haftada ikişer gün, üçer saat… Hocalar ve dersler son derece ciddi devam etti. Ödevleri oldu, yoklama en önemli husustu. Bir nevi yarı zamanalı konservatuar; üstelik sadece tiyatro oyuncularının özverisiyle ayakta duran bir programdı. İki yıl bitiminde bir oyun sahnelerdiler, tiyatronun çeşitli semtlerdeki salonlarında oynadılar. Birer sertifika da aldılar. Bu iki seneden öyle çok memnun kaldık ki… Malum çocuklara doğru aktivite bulmak, dünyanın en zor işlerinden biri. Biz, uzun denemeler sonrasında tiyatroyu bulduk. O bu kadar severek devam edince, rollerine çalışırken saatleri unutunca, biz de onun kadar sevindik. İki senelik program bitti bitmesine ama Şehir Tiyatroları’nın çocuk birimi yöneticilerinin yakalarını bırakmadık, bu yıl da haftada bir gün derslere devam ediyoruz. Bu da iki sezon sürecek, sonrasına bakacağız artık. Tiyatro derslerini Şehir Tiyatroları’nda almak demek, her sezon sahnelenen onlarca oyunu da görmüş olmak demek. Müthiş bir emek, kocaman bir kadro ve sonsuz bir arşivi var kurumun. Okumuşsunuzdur, bu yıl 100. yaşını kutluyor. 100 senedir sahnesi hiç kapanmayan Darülbedayi, ne ustaların, ne efsanelerin yuvası…

Bu sezonun kapalı gişe oyunlarından Cibali Karakolu, mutlaka görülmeli. Daha önce Nejat Uygur’dan izlemişsinizdir, müthiş güzel oynardı rahmetli. Ama Zihni Göktay’ın yorumu da bambaşka. Güncel espriler, o uzadıkça uzayan tuluatlarla, oyun üç saatten önce bitmiyor. Salon tıka basa dolu, kenarlara sandalyeler atılmış, grup grup gençler yerlerde. Herkes çıt çıkartmadan sonuna kadar seyrediyor.

Tiyatro demek, daha iyi yaşamak, daha iyi gözlemek, daha çok anlamak, çok daha fazla şeye şahit olmak, kendinin farkına varmak, vücudunu ve sesini kullanmak, toplumları okumak, devirleri değerlendirebilmek demek. Tiyatro, insanın içinden başka bir karakter çıkartabilmesi, bunu yaparken de, belki de, kendi falsolarını düzeltmek için fırsat bulabilmesi demek. Tiyatro, zamanı iyi yönetebilmek, fırsatları doğru kullanabilmek demek. Tiyatro matematik, geometri, yerine göre fizik demek…

Artık yavaş yavaş genç kızlığa doğru ilerlerken, Talia’nın tiyatroyla ilgilenmesinden gurur duyuyorum. Hayatının her alanında ona faydası dokunacak, eminim. Yanlış anlamayın, oyuncu olması en son istediğim şey. Ama oyunculuğu ve tiyatroyu çok iyi bilmesini, çok istiyorum. Üstelik 100 yaşında bir kurumun çatısı altında, Yonca ve Gökhan Eğilmezbaş’ın çocuk biriminin kanatlarında, böylesi usta oyuncuların gölgesinde, küçük adımlarla da olsa ilerlemesinden dolayı çok, ama çok mutluyum. Emeği geçen herkese, bu kadar yoğun programlarının arasında çocuklarla, gençlerle saatlerini geçiren, onlara tüm birikimlerini aktaran tiyatro insanlarına sonsuz teşekkürler…

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir