- Gebelik şekeri anne kadar, bebeği de etkiliyor
- Çocuklarda sinüzit belirtileri
- Kemikler çocukluk çağında rahat eğilip bükülür
- Kalp üfürümü nedir?
- İnternetten gelen 8 hastalık
- Covid-19 hamilelerde daha mı ağır seyrediyor?
- Bel ağrınız varsa bunları yapın
- İlk hafta derslerde adaptasyon sorunu yaşayabilir
- Bebeğiniz düştüyse bu 10 belirtiye dikkat!
- Tırnak yemeyi ödül ve ceza çözmez
Down sendromlu çocuklarda eğitime geç kalmayın!
Bir eğitmen gözünden…
Özel eğitim öğretmeni olan Elmas Dirim Erdinç Down sendromlu çocukların hangi okullara başvurmaları gerektiğini ve nasıl eğitim gördüklerini anlatıyor.
Down sendromlu bireylerin aileleri hastaneden aldıkları raporla ilçelerinde bulunan RAM (Rehberlik Araştırma Merkezi)’a gidebilirler. Burada yapılan bazı testlerle bireyin değerlendirmesi yapılıp yaşına uygun olarak ya özel eğitim anaokullarına (erken eğitim birimleri), rehabilitasyon merkezlerine ya da okulların bünyesinde bulunan özel eğitim sınıflarına yönlendirmeleri yapılır. Böylece bireyin eğitim hayatı başlar.
Down sendromlu bireylerde de altın anahtar sevgi ve sabırdır
Okullarımızda Down sendromlu öğrenciler sempatiklikleri, sevgi dolu olmaları sebebiyle çok sevilirler. Bizler öğrencilerimizi engelli birey olarak görmeyip onların özel gereksinimleri olduğunu düşünerek yaklaşırız. Biraz daha fazla ilgi, takip, dikkat ve özveri gösteririz. Her şeyin anahtarı sevgi olduğu gibi. İnatçılıklarını kırmada onlarla inatlaşmadan sanki onların istediğini yapıyormuş gibi yapıp olumlu ve istendik davranışlara yönlendiririz. Bunu örnekle açıklamak gerekirse tenefüs saatinden sınıfa geçmek isteyen öğrencimize şunu sorarız, ‘derste müzik dinlemek mi yoksa resim yapmak mı istersin?’ verdiği yanıta göre de ‘hadi o zaman resim yapalım’ deyip sınıfa çıkarırız. Basit oyunlarla inatçılıklarının üstesinden gelinebilir aslında.
Öncelikli hedef öz bakım becerilerini yerine getirebilmelerini sağlamak
Kendi işlerini kendi başlarına halledebilmeleri ve başkasına muhtaç olmadan gündelik hayatı yaşayabilmeleri. Dolmuşa binip evlerine gidebilmeleri, tabela ve işaretleri okuyabilmeleri, marketten basit gündelik alışverişi yapabilmeleri gibi. Bu amaç doğrultusunda programlarımızı hazırlıyoruz. Bununla birlikte okuma-yazma eğitimi, matematik becerileri de elbette veriyoruz. Sanatsal dersleri sevdikleri gibi bu konuda başarılıdırlar da. Küçük kas gelişimleri üzerinde duruyoruz, bu konuda ipe boncuk dizme, makas kullanma, kağıt yırtma-yapıştırma, mandal kullanma gibi aktiviteleri eğlenceli halde yaptırıyoruz. Dil ve konuşma becerileri için nefes egzersizleri, pinpon topuna üfleyerek deliklerden geçirme, mum üfleme, balon şişirme, lolipop yedirme çalışmaları yapıyoruz. Doğru beslenmeleri için aileleri yönlendiriyoruz, abur cubur yemelerine müsaade etmiyoruz.
Herkesin çocuğunuza yakınlaşmasını izin vermeyin; iyiyi, kötüyü her zaman ayırmayabilir.
Aileler ve çevremizde bazı insanlar bu bireylere acıma duygusuyla yaklaşıyorlar. Biz bu durumdan çok rahatsızız. Bizim toplumdan beklentimiz bu bireylere acınması değil aksine onların hayatta bir şeyleri başarabilmesine yardımcı olmaları, onlara destek olmaları.
Aileleri en çok şu konuda uyarıyoruz; çocuklarınızla herkes yakın temas kurmasın. Herkesin çocuğunuzun saçını okşamasına öpmesine izin vermeyin çünkü bir gün başka biri kötü niyetle yaklaşmak istediğinde iyiyle kötüyü ayırt edemeyebilirler. Çocuklarımızın içindeki duygular o kadar iyi ki başkasının kendilerine zarar verebileceğini hesap edemeyebilirler. Bu yüzden bu sınırı koymaları lazım. Ayrıca olumsuz davranışlar zamanla kemikleşip davranış problemlerini doğurduğu için bu çocukların en ufak olumsuz davranışlarının pekiştirilmemesi gerekiyor. Küfreden bir çocuğun gülerek karşılanmaması gibi. Olumlu bir davranış sergilediklerinde de bunun pekiştirilmesi ve ödüllendirilmesi de doğru bir hareket olacaktır. Arkadaşlarını oyuna alan bireyin davranışının pekiştirilmesi gibi.
İlgili Yazılar
Son Haberler
-
Gebelik şekeri anne kadar, bebeği de etkiliyor
Gebelik ve şeker hastalığı, aynı dönemde görülmesi durumunda birbirini olumsuz...
- Eklendi Şubat 26, 2021
- 0
-
Çocuklarda sinüzit belirtileri
Çocuk sinüzitleri, önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. İlaç tedavisiyle...
- Eklendi Şubat 25, 2021
- 0
-
Kemikler çocukluk çağında rahat eğilip bükülür
Çocukların bitmeyen enerjisi, kendilerini sakınmadan hareket etmeleri, durmadan koşup oynamaları...
- Eklendi Şubat 24, 2021
- 0
-
Kalp üfürümü nedir?
Çocukların muayenelerinde duyulan kalp üfürümleri aileleri telaşlandırsa da bu üfürümlerin...
- Eklendi Şubat 23, 2021
- 0
-
İnternetten gelen 8 hastalık
‘İnternetten de hastalık bulaşır mı?’ demeyin. İnternetin kitleler tarafından kullanılmaya...
- Eklendi Şubat 22, 2021
- 0
-
Covid-19 hamilelerde daha mı ağır seyrediyor?
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni koronavirüs hastalığı, solunum yolu...
- Eklendi Şubat 19, 2021
- 0
-
Bel ağrınız varsa bunları yapın
Bebeğini kucağına almaya hazırlanan pek çok anne adayı bel ağrılarından...
- Eklendi Şubat 18, 2021
- 0
PARENTS TV
YAZARLAR
-
Denizde on gün
Davet Mimi’ye geldi, “biz ailece tekneyle kıyıları dolaşacağız, Mimi...
- 9 Eylül 2020
- 0
-
Bu yaz İstanbul’da
Temmuz’un ikinci yarısına kadar tezimle uğraştım. Acayip bir harala...
- 8 Ağustos 2020
- 0
-
İlk ders, ilk kazanç
Talia, neredeyse 16 yaşında. Dersleri, aktiviteleri, arkadaşları, sevdikleri, bildikleri,...
- 7 Temmuz 2020
- 0
-
Ve bir Kez Daha Dijital Medya Okur Yazarlığının Önemi
Yazan: Birsu Şentürk @nestendrestzekeriyaköy Hayat bize Dijital Medya Okur...
- 5 Mayıs 2020
- 0
0 yorum