BEYİN KISA DEVRE YAPTIĞINDA…

30 Kasım 2014

Yaygın olarak yaşanan ve gayet korkutucu olabilen ateşe bağlı (febril) nöbetler, her 25 küçük çocuktan birisinde görülüyor. İşte konuyla ilgili bilinmesi gerekenler…

“Sinirlerim çelik gibidir. Tabii ki benim de sıradan şeyler hakkında endişelendiğim olur ama hiç bir şey beni kolay kolay sarsamaz” diyor İstanbul’dan Yıldız Yankı ve yaşadıklarını anlatmaya şöyle devam ediyor: “Kızım Melis prematüre doğdu. Aynı durumu yaşamış anne babalar bilirler; bir kez solunum cihazları ve kafaya bağlanan serum gibi şeylerle karşılaştıktan sonra, artık yaşadığınız sıradan sıkıntılar size fazla dokunmaz olur. Ama kızım iki yaşındayken bir gece yaşadığımız bir olay, bir ebeveyn olarak kendime olan tüm bu güvenimin ve soğukkanlılığımın buhar olup gitmesine neden oldu.

O gün önce Melis’in burnu akmaya başladı. Tüm öğleden sonra biraz ateşi var gibiydi ve bu nedenle de günü biraz huysuz geçirmişti. İlk başta gribe yakalanıyor olabileceğini düşündüm. Ama gece olup da artık uyumak için yatağına yattığında, derisinin inanılmaz derecede sıcak olduğunu fark ettim. Telaşla dereceyi almak için baş ucundaki komodinin çekmecesine yöneldiğim sırada kızımın tuhaf bir ses çıkardığını duydum ve sebebini anlamak için kafamı ona doğru çevirdim. Melis’in gözleri açıktı ama çok donuk bir ifadeyle bakıyordu ve bacakları titriyordu. Kızım ateşli bir nöbet geçiriyordu. Her ne kadar doğumunun ardından hastanede kaldığımız süreçte geçen günler çok korkunç idiyse de, kolaylıkla o gece kızımın geçirdiği nöbet sırasında yaşadığım dakikaların, hayatımdaki en korkutucu dakikalar olduğunu söyleyebilirim.”

Uzmanlar geçirilmekte olan bir nöbete şahit olmanın kişi için çok korku verici olabileceğini ve çoğu anne babanın o sırada çocuklarının ölmek üzere olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Yıldız Hanım da, kızı Melis’i kollarına almış ambulansın gelmesini beklediği sırada aynen bu şekilde düşündüğünü söylüyor. Ancak uzmanlar, tipik (ya da basit) tarzda ortaya çıkan ateşli nöbetlerin beyne ya da gelişime herhangi bir zarar vermediğini, hatta bu durumun özellikle çok küçük çocuklarda son derece yaygın olarak görüldüğünü belirtiyor. Her 25 çocuktan biri beş yaşına gelmeden önce ateşli bir nöbet geçiriyor.

Beynin elektriksel dengesindeki bir artış nöbete yol açabilir.
Kalp
Karaciğer
Beyin
Böbrek
Akciğerler
Dalak

Bir nöbetin anatomisi
Bir nöbet geçirmenin neye benzediğini biliyor olsanız bile, yüksek ihtimalle o sırada bebeğinizin kafasının içinde ne olduğuna ve bu duruma neyin yol açtığına dair bir fikriniz yoktur. Ama elbette ki çok kötü birşey olduğunu düşünmek normaldir. Ancak doktorlara göre bir beyin hasarına yol açmak için ateşin 41.6 dereceden yüksek olması gerekiyor. Doktorlar ayrıca bir nöbet geçirmenin, beyinde bir hasar meydana gelmekte olduğunun işareti olmadığının da altını çiziyor.
Temel olarak her türdeki nöbetin ortaya çıkış sebebi, beynin elektriksel dengesinde meydana gelen ani artış veya kısa devrelerdir. Uzmanlar çocuğunuzun beynini, elektrik devrelerinden oluşan hareketli bir şehre benzetebileceğinizi söylüyor ve beyinde bulunan milyarlarca nöronun elektrik sinyalleri üretip aldığını belirtiyor. Beynin farklı bölgeleri birbiriyle bu sinyaller yoluyla iletişim kuruyor. Ancak bu elektriksel aktivite dengesinde oluşabilen herhangi bir anomalite, bir nöbet meydana gelmesine neden olabiliyor.
Uzmanlar neden nöbetlerin küçük çocuklarda daha fazla görülüyor olduğunun sebebinin henüz net olarak bilinmediğini söylüyor ancak bir çocuk beyninin hızla büyümekte olmasının bu durum üzerinde etki sahibi olabileceği düşünülüyor. Bir beynin, devrelerinde aşırı yüklenme meydana gelene kadar tolere edebileceği uyaran miktarına “nöbet eşiği” deniliyor. Örneğin üç yaşındaki bir çocuğun beyninin, ortalama bir yetişkin beynine göre iki kat daha aktif olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu aktivite miktarı da çocuk beyninin nöbet eşiğinin, bir yetişkininkine oranla daha düşük olmasına yol açıyor.

Problemi tanımak
Bir çocuk, grand mal nöbeti olarak da bilinen basit bir ateşli (febril) nöbet geçirdiği sırada halen soluk alıp vermesine rağmen bilincini kaybedebilir ve vücudunun her iki yanındaki kasların kasılmasına bağlı olarak vücudu katılaşabilir. Genellikle gözleri yukarı doğru kayar. İnilti ya da hırlama gibi sesler çıkartabilir ve idrar kesesinin kontrolünü kaybedebilir. Kasları ritmik şekilde kasılabilir ve seslere tepki vermez hale gelebilir. Yıldız Hanım da kızının geçirdiği nöbet sırasında, açık olmalarına rağmen Melis’in gözlerindeki ifadenin sanki kendisi değilmiş gibi olduğunu ve bunun kendisini çok korkuttuğunu söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim için bundan daha korkutucu olan şey, derisindeki solukluk ve öbekler halinde meydana gelen renk değişikliklerini görmekti. Dudaklarının çevresinin morarmaya başlaması ise beni çok endişelendirmiş ve oksijen alamadığını düşünerek hemen ambulans çağırmama neden olmuştu.” Ancak uzmanlara göre soluk almadaki düzensizlikler her ne kadar korkutucu olsa da, yine de beklenen bir durum. Zira nöbet süresince gerçekleşen ve nöbetten kaynaklanan nefes tutma hali sırasında çocuklar, düzensiz de olsa yine de nefes alıyor olabildiklerinden, bu durum uzmanlar tarafından ciddi bir endişe faktörü gibi algılanmıyor. Yıldız Hanım ise bu bilginin kendisi için iç rahatlatıcı olduğunu söylüyor, ancak kendisini yine aynı durumda bulsa, yine ambulans çağıracağından emin olduğunu belirtiyor.
Basit bir nöbet 10 dakika kadar sürebilir. Ama çoğu çocukta sadece birkaç dakika, hatta bazılarında ise yalnızca saniyeler içinde sona erer. Tabii çok kısa bile sürse, böyle bir durumda saniyeler insana hiç bitmeyecekmiş kadar uzun gibi gelir. Ya da nöbet o kadar kısa sürebilir ki görmüş olduğunuz şeyi tam olarak anlamlandıramayabilirsiniz. Nöbetin sona ermesiyle birlikte ise çocuğunuz biraz sersemlemiş görünebilir ancak en çok yarım saat içerisinde eski haline dönecektir. Bununla birlikte kendini yorgun hissetmesi de normaldir, hatta bu yorgunluk sonraki güne de sarkabilir.

Belirlenemeyen sebep
Ateşin nöbet oluşumunu nasıl tetikliyor olabileceğine dair o kadar çok açıklama var ki, bunlardan hangisinin gerçek neden olabileceğini bulmak çok zor. Doktorlar da neden bazı ateşlerin bazı çocuklarda nöbete neden olup da bazılarında olmadığına dair araştırma ve tartışmalarına devam ediyor. Uzun yıllar boyunca bu nöbetlerin gerçekleşme sebebinin, ateşin kaç dereceye çıktığından ziyade ne kadar hızlı çıktığıyla alakalı olduğuna inanılıyordu. Ateşin aniden yükselmesinin beyindeki elektriksel dengede dalgalanmaya yol açtığı düşünülüyordu. Ancak yakın zamanda yapılan araştırmaların verdiği sonuçlar, her ne kadar bu nöbetler vücut ısısı yükselmekte olduğu sırada (genellikle hastalığın ilk 24 saati içerisinde) gerçekleşiyor olsa da, yine de bu teorinin sorgulanmasına neden olmaya başladı.
Yüksek ateş, tek başına beyinde aşırı uyarılmaya sebep olabilen bir etkendir. Beyni elektriksel anlamda bir problem yaşamaya açık hale getirebilir ve çocukların beyinleri, yetişkinlerinkine oranla hastalıklara daha çok ateş yükselmesiyle karşılık verme eğilimindedir. Ayrıca hızlı nefes alıp verme de beyindeki oksijen ve karbondiyoksit dengesini bozar ve bu durumda nöronların aşırı uyarılarak hassasiyet geliştirmesine neden olur. Doktorlar şu anda, nöbetlerde sitokinlerin rolünü de araştırmaya eğilmiş durumda. Zira bir çeşit protein olan ve hastalık durumlarında bağışıklık sistemi tarafından salgılanan sitokinler, hem nöronlar arasındaki elektrik aktivitesini artırıyor hem de vücudun iç ısısını yükseltiyor.
Nöbetler genel olarak yüksek ateş sırasında ortaya çıkıyor olsa da, bir nöbetin tetiklenmesi için gereken belirli bir minimum vücut ısısı seviyesi bulunduğu düşünülmüyor. Uzmanlar bu nöbetlerin çoğunlukla ateşin çıkma hızı ve kişiye özel vücut eğilimi kombinasyonuna bağlı olarak geliştiğini belirtiyor. Basit bir anlatımla bazı çocuklar ateşe bağlı nöbetler yaşamaya daha eğilimli olabiliyor. Hatta bu durumu art arda yaşamak konusunda da daha büyük bir risk taşıyabiliyorlar. Uzmanlar roseola ve kulak enfeksiyonu gibi bazı viral hastalıkların da bu tip nöbetlere yol açabildiğini belirtiyor. Çünkü nöbetler, bakteriyel enfeksiyonlardan ziyade çok daha büyük bir oranda virüslere bağlı olarak ortaya çıkıyor. Bunun sebebinin vücudun farklı çeşitlerdeki mikroplara karşı özel olarak geliştirdiği sitokinler olabileceği düşünülüyor.

Şimdi ne yapacaksınız?
Bu tip bir nöbet yaşayan her çocuk doktor kontrolünden geçirilmelidir. Ancak nöbet esnasında kendini yaralamadığı, nefesi durmadığı veya nöbet 15 dakikayı geçmediği sürece acil servise koşmak gerekmez. Bununla birlikte, yine de nöbet sonlanır sonlanmaz doktorunuzu arayın. Doktor size bazı sorular sorarak çocuğunuzun vakit kaybetmeden kontrolden geçirilip geçirilmemesi gerektiğine karar verecektir. Ama tabii ki ebeveynlerin bir nöbet manzarasının korkutuculuğu karşısında paniğe kapılıp ambulans çağırmaları son derece yaygın bir davranıştır. Yıldız Hanım, kızı için çağırdığı ambulans geldiğinde Melis’in artık morarmış durumda olmadığını, ateşinin düştüğünü, renginin normale döndüğünü ve çoktan gülümsemeye başladığını söylüyor. Hatta Melis yapılan tetkikler sırasında uyumayı tercih etmiş.
Gittiğiniz hastane ya da klinikte yapılan tetkiklerin birincil odağı enfeksiyonun kaynağını bulmak olacaktır. Doktor kan ve idrar testi isteyebilir. Genel kanı geçirilen nöbetlerin çoğu zaman menenjit işaretçisi olduğu yönünde olsa da, uzmanlar bunun doğru olmadığını söylüyor ve ateşe bağlı basit nöbetlerin çok nadiren beyindeki bakteriyel enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıktığını belirtiyor. Amerikan Pediyatri Akademisi de yakın zamanda, sadece menenjite dair diğer belirtiler de (deride alerjik reaksiyon ya da ensede sertlik) gösteren, veya uyuşukluk – hırçınlık gibi belirtiler yaşayan çocukların nöbet sonrasında omurilik sıvısı testine tabi tutulmalarını önerdiğini açıklayarak bu bilginin geçerliliğini görüşlerine yansıttı. Omurilik sıvısı testi uygulanması ayrıca, yaşı çok küçük olduğu ve / veya Hib ile streptococcus pneumoniae aşıları henüz yapılmadığı için daha fazla risk altında olan çocuklar için de düşünülebilir (Bunlar bakteriyel menenjite sebep olan en yaygın nedenlerdir.)
Çocuğun nöbetinin 15 dakikadan fazla sürmesi ya da nöbetin vücudun tek tarafında etkili olması ise doktorların fazladan test yapılmasını istemesine neden olacaktır. Çünkü bunlar yaşanan nöbeti “basit” kategorisinden çıkarıp, artık “kompleks” kategorisine taşıyan faktörlerdir. Endişelenmeyi gerektiren diğer nedenlerden bazıları ise bir ila iki saatten fazla süren şaşkınlık ya da uyuşukluk hali ile 24 saat içinde nöbetin yeniden tekrarlamasıdır.

Tekrar olacak mı?
Bir nöbet geçiren çocukların yaklaşık yüzde 30’unda nöbet tekrarlar. Ateşe bağlı nöbet geçirmek, ateşin çocuğunuzun vücudunda bir nöbet oluşumunu tetikleyebileceğinin ve ileride tamamen sona erebilecek olmasına rağmen yine de bir süre daha bu nöbetlerin yaşanabileceğinin göstergesidir. (Ateşe bağlı ortaya çıkmayan ve art arda oluşan nöbetler ise farklı değerlendirilir ve kapsamlı tetkikler gerektirir.) Uzmanlar basit tarzdaki nöbetlerin çocukların altı ay ile altı yaş arasında oldukları dönemde ortaya çıktığını ve normalde bundan daha uzun sürmemesinin beklendiğini söylüyor. Bununla birlikte eğer ailenizde nöbet hikayesi varsa, çocuğunuzun ateşi geçirdiği ilk nöbet sırasında çok yüksek değildiyse ya da o sırada 18 aylıktan daha küçüktüyse, o zaman nöbetlerin tekrar etme riski daha yüksek olacaktır.
Konuyla ilgili en yaygın yanlış inanışlardan biri de bu nöbetlerin, sürekli ve sebepsiz gelen nöbetlerle ortaya çıkan ve nörolojik bir hastalık olan epilepsiye neden olduğu ya da epilepsinin işareti olduğu yönündeki inanıştır. Uzmanlar basit bir nöbet sonrasında bir çocuğun epilepsi riskinde iki kat artış meydana gelebileceğini, ancak bunun yüzde birden sadece yüzde ikiye çıkan bir risk anlamına geldiğini belirtiyor ve genel anlamda bakıldığında bu riskin çok düşük olduğunun altını çiziyor. Üstelik basit bir nöbet yaşayan çocuklarda az oranda da olsa epilepsi görülebilmesinin nedeni, bazılarında altta yatan ama teşhis edilmemiş epilepsi olması da olabilir. Uzmanlar basit bir nöbet geçiren çocukların gayet iyi olduklarını ve bunların çok büyük bölümünde epilepsinin ortaya çıkmayacağını belirtiyor.
“Kızımı bir nöbet daha geçirmekten korumak için yaptığım plan aslında basitti” diyen Yıldız Hanım, planının Melis’in ateşinin belli bir limiti aşmasına asla izin vermemek olduğunu söyleyip sözlerine şöyle devam ediyor: “Kızımın ateşi o gece 41 dereceye kadar çıkmıştı. Ben de bundan sonra kızımda en ufak bir ısı artışı meydana geldiğinde asetaminofene başvurursam sorunu önleyebileceğim kanaatine varmıştım. Ancak planımda ciddi bir hata vardı. Çünkü uzmanlar ateşi kontrol altına almanın güvenli olduğunu belirtseler de, bunun nöbet oluşumunu önlemediğini söylüyor. Bu bilgi bana hem mantıksız hem de adaletsiz gelmiş olsa da, uzmanlar bunun da sebebini ilaç ateşi düşürse bile, salgılanan sitokinlerin hala vücutta dolaşmakta olması ve beyni uyarıp heyecanlandırması olarak açıklıyor.”
Yıldız Hanım kızının ateşinin o günden bu yana birçok kez çıktığını söylüyor ancak Melis bir daha hiç nöbet geçirmemiş. “Yine de her ateşi çıktığında korkmaya devam ediyorum” diyen Yıldız Hanım, bu olasılığın can sıkıcı olduğunu ama ebeveynliğin belirsizliklerle yaşamayı öğrenmeyi mecbur kıldığını söylüyor ve kendine hatırlatmayı en sevdiği cümlenin, kızının doktorunun kendisine söylediği “Melis çok sağlıklı” cümlesi olduğunu anlatıyor.

Nöbet sırasında ne yapılmalı?
Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğunuzun nöbet esnasında yaralanmasına engel olmaktır.
Yapılması gerekenler
Ağızda birikebilecek tükürükle boğulma riskini önlemek için çocuğunuzu tercihen sert ve düz bir alanda yan yatırın.
Boyna yakın yerlerdeki fermuar ya da düğmeleri gevşetin.
Emzik ya da yiyecek gibi tıkanma riski yaratabilecek şeyleri uzaklaştırın.
Nöbetin başlama ve sonlanma zamanlarını not edin.

Yapılmaması gerekenler
Çocuğunuzun ağzına bir şey koymak. Çocuğun dilini “yutabileceği” fikri bir mittir. Bu yüzden nöbet sırasında ağzında dilini bastırmak için kaşık ya da başka bir obje kullanmak yaralanmayla sonuçlanabilir.
Çocuğu durdurmaya çalışmak. Nöbet sırasında hareketlerini engellemek yerine, nöbetin vücutta hükmünü sürmesine izin verin.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir