Yaş ilerledikçe çoğul gebelik ihtimali artıyor

1 Haziran 2019

Yazan: Ayşe Selda Öztuna Kılıç

Hayatınızın aşkını buldunuz, flört ettiniz ve evlendiniz… Her şey harika gidiyor. ‘Henüz bebek düşünmüyor musunuz?’ diye soranlara, ‘Yok biz daha yeni evliyiz, biraz gezelim’ diyorsunuz… Aradan yıllar geçiyor, 30’ları geçiyorsunuz, evliliğin tadını çıkarıyorsunuz, belki de 40’lara yakınsınız. ‘Artık çocuk sahibi olsak mı?’ diye düşünmeye başladığınızda birden fazla bebeğe hamile kalma ihtimalinizin daha yüksek olduğunu biliyor musunuz?

Geçmişe göre yaşam standartlarının değişmesi ve üniversite, yüksek lisans gibi süreçlerle eğitim sürelerinin uzaması evlenme yaşını geciktirebiliyor. Günümüzde pek çok kadın çalışma hayatında belli bir kariyer noktasına geldikten sonra çocuk sahibi olmak istiyor. Belki henüz çift hazır hissetmiyor, belki de kariyer ve maddi olanaklarını daha iyi duruma getirmeyi bekliyor. Ancak şöyle bir biyolojik gerçek var ki; anne adayının yaşı ilerledikçe gebe kalma ihtimali azalıyor ve çoğul gebelik ihtimali artıyor. Özellikle 35 yaşın üzerinde olan ve gebelik planlayan anne adaylarının çoğul gebelikler konusunda dikkatli olması gerekiyor. Çünkü uzmanlar 35 yaşından sonra her ay için gebelik şansının yüzde 10’lara düştüğünü söylüyor [1].  Örneğin 20’li yaşlarındaki kadınlarda çoğul gebelik oranı bin canlı doğumda 16.3 iken, 40 yaşını geçmiş olan kadınlarda bu oran 71.1 bulunuyor [2]. Anne adayının yaşı ilerledikçe, yumurtalıklardaki yumurta sayısı azalıyor; vücutta FSH ve LH hormonu seviyeleri artıyor. Hormonal değişikliklerin etkisiyle birden fazla yumurta üretilip rahime yollanırsa ve döllenme gerçekleşirse çoğul gebelik meydana gelebiliyor.

İleri yaşta çoğul gebeliğin riskleri neler?

İleri yaştaki gebeliklerde, gebeliğe bağlı hipertansiyon, diyabet ve plesentanın tutunduğu yerden ayrılması ile bebeğin hayatının riske girmesi gibi komplikasyonlar daha sık görülebiliyor. Örneğin gebeliğe bağlı hipertansiyon görülme sıklığının tekil gebeliklerde yüzde 6.5 iken, ikizlerde yüzde 12.7, üçüzlerde yüzde 20 oranında olduğu biliniyor [2].

Ayrıca hiperemezis (aşırı derecede sabah bulantı ve istifraları ile ciddi kilo kaybı), preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), anemi, kanama, sezaryen ile doğum ve postpartum depresyon gibi problemler çoğul gebeliği olan kadınlarda daha sık görülüyor. Preeklampsi de, ikiz gebeliklerde hem daha sık hem de daha erken gelişerek 35. gebelik haftasından önce doğuma neden olabiliyor. Yüksek sayılı çoğul gebeliği olanlarda ise preeklampsi daha sık görülüyor.

Yardımcı üreme teknikleri

Çift, belli bir süre boyunca gebeliğe ulaşamadıysa yardımcı üreme teknikleri ile tedavi düşünülebiliyor ve bu da bazı durumlarda çoğul gebelik olasılığını artırabiliyor. Yardımcı üreme tekniklerinin yaygınlaşmasıyla 1980 ve 2009 yılları arasında ikiz gebelik oranı yüzde 76, üçüz ve daha yüksek sayılı çoğul gebelik oranının ise yüzde 400 arttığı görülüyor. 2010 yılında elde edilen verilere göre in vitro fertilizasyon (IVF-tüp bebek yöntemi) gebeliklerinin yüzde 26’sı ikiz, yüzde 1.3’ü yüksek sayılı çoğul gebelikle sonuçlanıyor. Ancak son yıllarda ise IVF tedavisinde transfer edilen embriyo sayısının kısıtlanması ve embriyo reduksiyonunun yaygınlaşmasıyla yüksek sayılı çoğul gebelik oranlarında düşüş izleniyor [2]. 2010 yılında embriyo transfer sayısına getirilen yasal kısıtlama ile 35 yaşından küçük olan ve ilk iki tüp bebek denemesi olan kadınlar için yalnızca bir embriyo transferine izin veriliyor. Diğer durumlarda da yalnızca iki embriyo transferine izin veriliyor. Embriyo redüksiyonu ise, çoğul gebeliklerde hekimlerin gerekli gördüğü ve ebeveynlerin rıza gösterdiği durumlarda yapılan fetüs sayısının azaltılması işlemine deniyor. Etik sebepler nedeniyle, hekimler fetüsün cinsiyetini görse dahi bunu aile ile paylaşmıyor. Redüksiyon ile spontan erken doğum, düşük doğum ağırlığı, yenidoğan ölümü, doğum kusurları gibi diğer risklerde düşüş sağlanıyor. Tabi bu zor kararı vermek için hekimlerin tavsiyelerini ve kalbinizden geçeni dinleyerek tüm olasılıkları gözden geçirmek en önemlisi. IVF tedavisinde embriyo transfer sayıları anlamında ve gerekli durumlarda embriyo redüksiyonu için biyoetik açıdan da doğru bir yaklaşım sergileyerek karar vermek gerekiyor. Yardımcı üreme tekniklerinden yararlanan ya da yararlanmayan, ileri yaşta olan anne adaylarını çoğul gebelik sürecinde hem keyifli hem de özen gerektiren bir süreç bekliyor.

Uzmanlar;

35 yaşından sonra her ay için gebelik şansının yüzde 10’lara düştüğünü,

20’li yaşlarındaki kadınlarda çoğul gebelik oranının bin canlı doğumda 16.3,

40 yaşını geçmiş olan kadınlarda ise bu oranın 71.1’i bulduğunu söylüyor.

 

Kaynaklar:

  1. https://www.medikalakademi.com.tr/35-yasindan-sonra-cogul-gebelikler-artabiliyor/
  1. tmftp.org/webkontrol/uploads/files/Çoğul%20Gebeliklerin%20Yönetimi.pdf

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir