DAHA İYİ BIR CİNSEL YAŞAM İÇİN

30 Kasım 2014

Bebekler dünyaya geldikten sonra, annelerin artık tek eşli olmadıkları gözler önünde olan bir gerçek. Devamlı kucaklarında taşıdıkları, sık aralıklarla emzirdikleri veya biberonla besledikleri, yanlarından ayrılamayan minicik bebekleri, bir de bitmek tükenmek bilmeyen ev işleri var. Tüm bu yorgunlukların ve koşuşturmacanın içinde, yeni anne-babalar sıklıkla cinsel yaşamın da eskisi gibi olamamasından yakınıyorlar. Bu dertleriyle ilgili televizyonlardan, dergilerden, hatta yakın çevrelerinden duydukları öneri ise: sorun ve istekleriyle ilgili konuşulmaları. Peki nasıl gerçekleşmeli bu konuşmalar? Özellikle bizim toplumumuzda cinselliğin nasıl bir tabu olduğu, hele ki üzerinden konuşmanın ne kadar ayıp karşılandığı düşünülürse, bu öneriyi hayata geçirmek neredeyse imkansız hale geliyor.

Ne kadar açık fikirli olmaya çalışırsak çalışalım, cinsellik, toplumsal açıdan bir tabu olmaya devam ettiği ve doğası gereği, kişisel bir deneyim olduğu için, cinsel hayatımızdan, tercihlerimizden sorun içinden çıkılamaz duruma gelmeden konuşamaz hale geliyoruz. Cinsellikten, özellikle partnerlerden birinin birlikte olmayı isteyip diğerinin istemediği durumlarda konuşulmaya başlandığında, sorun daha da büyüyor. Ayrıca dergi ve gazetelerde yazan, televizyonlarda terapistler tarafından anlatılan bir diğer gerçek de, cinselliğin kendiliğinden yaşandığında daha çok keyif verdiği değil mi? O halde neden bu konudan bahsetmemiz gerekiyor? Cinselliği yaşamak yerine, hakkında konuşmaya başladığımızda, işin büyüsü kaçmaz mı?
Cinselliğinizi yaşayamıyor, keyif almıyor veya partnerinizle birlikte olamıyorsanız, ortada kaçıracağınız bir büyü de kalmadı demektir. Peki nasıl konuşmaya başlayacaksınız? Ne söyleyeceksiniz? Birbirinizi kırmadan ve egonuza hasar vermeden; kısacası kaş yapayım derken göz çıkarmadan iletişim kurabilmek için nasıl konuşmalısınız? Sizin için hazırladığımız stratejilere bir göz atın; ama unutmayın, size ve ilişkinize en uygun yöntemlerin hangileri olduğunu yalnızca siz biliyorsunuz…

NASIL KONUŞABİLİRSİNİZ?
Doğrudan konuya girin
Sevişirken, ortalığın anne sütüne bulandığı için annenin utançtan ölmek üzere olduğu durumlarla ilgili hikayeler duymuşsunuzdur. Ancak içiniz rahat olsun; dünya literatüründe, şimdiye kadar cinsellikten bahsederken utançtan öldüğü görülen hiç kimse kayıtlarda bulunmamaktadır. Sizin için zorlu olan bir konuşmaya başlamanın en kolay yolu; aslında basit biçimde, bu konuşmayı yapmanın sizin için ne kadar zor olduğunu partnerinize anlatmanızdır. Örneğin, göğüslerinizden süt fışkırmasının sizi ne kadar utandırdığını hemen paylaşmanız, bundan sonra aynı durumun tekrarlanmaması için sevişmekten kaçınmanızı önleyecektir.
Cinsellikten bahsetmek size, özellikle, başlangıçta garip gelecektir ama emin olun, bir kez başladıktan sonra, bu utanç verici bir deneyim olmaktan çıkacaktır. Sizin için garip, utanç verici, can sıkıcı herhangi bir konudan eşinize bahsetmeniz, onun da fikrini öğrenmenizi ve birlikte bir çözüm üreterek, sorunu ortadan kaldırmanıza olanak sağlayacaktır.

Doğru yer ve doğru tonlama
Partnerinizle cinsel yaşamınızla ilgili konuşmalar yaparken doğru yeri ve doğru zamanı seçmeniz de son derece önemlidir. Hüsranla sonuçlanan bir denemenin ardından, hangi konuların sizde sıkıntı yarattığından bahsetmeniz, partnerinize kırıcı ve güvenini zedeleyici mesajlar gönderebilir. Çünkü içinde bulunduğunuz durum zaten can sıkıcıdır ve birinizin, eşinin tüm savunma mekanizmalarını ayaklandıracak bir konuşmaya başlaması (özellikle suçlayıcı bir tonlamayla konuşulduğunda), konuşmanın tartışmayla sonlanmasına neden olur.
Çocukların uyuduğu ve başka başka bir planın yapılmadığı bir akşamda, doğru tonda (partnerinize kendinizi anlattığınız, ona dair yargılarda bulunmadığınız) yapılan bir konuşma son derece yararlı olacaktır. Yan yana oturun ve sessiz, sakin bir ortamda konuşmaya başlayın. Böylelikle, karmaşadan uzak bir anda, gerçek bir yakınlaşma ve paylaşım için uygun ortamı sağlamış olursunuz. Konuşmanızın samimi, keyifli ve eşinize olan sevginizi de sunan bir konuşma olmasına dikkat edin.

Sorunun ne olduğunu anlatmak
Sorunun ne olduğunu anlatmak, sorunun nedeniyle ilgili aynı fikirde olmak değildir. Bu yüzden sadece sizin açınızdan problemin ne olduğunu anlatın; nedenini değil. Yapacağınız şey aslında, ikiniz için de gerçek anlamda sır olmayan, bilinen bir şeyi, açıkça söylemek olacak. Bu yüzden ikiniz için de görünür olan gerçeği söyleyerek başlayabilirsiniz: “Artık eskisi gibi olmadığımızı biliyorum,” ya da “Son zamanlarda, eskisi kadar sık sevişmediğimizin farkındayım.” Genellikle, sadece bu gerçeklikten bahsediyor olmak, ikinizi de yakınlaştırmaya ve aynı dilden konuşmanızı sağlamaya yetecektir. “Son zamanlarda sevişirken gerçekten zorlanıyorum ve bunun bu şekilde olmasından nefret ediyorum çünkü senin için de zor, bunu iyi biliyorum” gibi bir cümle kurmanız, daha iyi hissetmenizi ve duruma bir çözüm getirebilmeniz için birlikte hareket etmenizi sağlayacaktır.
Konuşma başladıktan sonra, partneriniz yerine ne kadar fazla şey düşündüğünüzü ve gerçeğin sizin düşündüğünüzden ne kadar farklı olduğunu göreceksiniz. Savunmaya geçmeksizin birbirinizi dinlemeniz ve sorular sormanız, sürecin ikiniz için de yararlı biçimde ilerlemesi için son derece önemlidir. Partnerinizin size anlattıklarını anladığınızdan emin olabilmek için, onun cümleleri ile neleri anladığınızı ona tekrar söyleyebilir ve teyit alabilirsiniz. Konuşulandan daha fazlasının dile getirilmesi için şunu sormayı ihmal etmeyin: “Bilmemi istediğin başka bir şey var mı?”

İleriye bakın, geriye değil
Geçmişte, önceki kavgalarınızda neler yaşadığınız ve neden yaşadığınız üzerinde odaklanmayı bir kenara bırakın: sorunun ne olduğunu belli ölçüde
anladıktan sonra, yeni bir başlangıç yapabilmeye odaklanın. Öncesinde yapılan hataları genellemekten ve özellikle partnerinizi ya da kendinizi belirli konularla ilgili etiketlemekten kaçının. “Sen asla sevişmek istemiyorsun” veya “Sen seksten başka bir şey düşünmüyorsun” demeniz, geçmişte yaşananları olumsuz açıdan genelleyen ve çözüme ulaşmanızı ciddi şekilde önleyen cümlelerdir. Bu gibi olumsuz etkileri olan cümlelerle konuşarak zamanınızı da, enerjinizi de tüketmeyin.
Kendinizi diğer çiftlerle kıyaslamak da yapabileceğiniz bir diğer hata olur. Diğerleri için doğru olanın, sizin için de doğru olmasını beklemeyin. Gazetelerde okuduklarınız ya da çevrenizdekilerin anlattıkları olması gerekenler değil, yaşananlardır; ama unutmayın, yeryüzünde cinsellik kadar kişiye özel bir deneyim daha yoktur.
Bu yüzden siz, kendinizi diğerleri ile kıyaslamak ve bir şeyleri sayıp ölçmekle vakit kaybetmek yerine, partnerinizle birlikte duygularınıza ve isteklerinize odaklanın.

Olumlu olun
Birbirinize, bunu her ikinizin de istediğini ve çaba sarf edeceğinizi hatırlatın. Konu kimin istediğinin olacağı, yani kazanıp kaybetme meselesi değil, mutlu bir cinsel yaşama sahip olmanız demek, zaten her ikinizin de kazanması demek.

NELERİ KONUŞABİLİRSİNİZ?
Sevişmenizin asıl nedeni birbirinizi seviyor olmanız
Yan yana gelip, cinsel hayatınız hakkında konuştuğunuzda, yaptığınız şey, birbirinizi ne kadar sevdiğiniz hakkında konuşmak değildir. Birbirinizi sevdiğinizi ve saygı duyduğunuzu söylemenin ötesinde bir çiftin sevişmesi, duygularını birbirlerine anlatmanın bir başka ve çok önemli bir yoludur. Cinsel hayatınız yoluna girdiğinde, birbirinize karşı hislerinizi, daha iyi anlatabiliyor olacaksınız. Partnerinize, onu ne kadar sevdiğinizi ve onun mutlu olmasını ne kadar çok istediğinizi her fırsatta anlatın. Cinsel yaşamınız hakkında yaptığınız konuşmaların temelinde her zaman bu gerçek bulunmalı ve kendinizi bundan yola çıkarak ifade etmelisiniz.

Seksin anlamı
Tam olarak ne yaşamak ve nasıl yaşamak istediğinizi bilmediğiniz sürece, aşk hayatınızı nasıl düzelteceğinizi de bilemezsiniz. Bu yüzden, fiziksel yakınlığın sizin ve ilişkiniz önemini düşünün. Pek çok kadın, cinselliğin erkekler için zaten vazgeçilmez olduğunu düşünür ve bunu sadece fiziksel bir rahatlama olarak görürler. Ancak söz konusu duyguları ifade etme yolu ise, cinselliğin kadın-erkek ayrımıyla ilgisi yoktur.

Seksin tanımı
Sevişmenin her ikiniz için de ne anlama geldiğini konuşmak çok iyi bir fikir olabilir. Sadece cinsel birliktelik mi demek, yoksa dokunmak ve fiziksel temas da bu tanıma dahil mi? Partnerinin kendisine dokunmasından keyif aldığını kelimelerle de duyan bir erkek için, ön sevişme kısa sürede vazgeçilmez hale gelebilir ve aranızdaki yakınlaşmayı artırabilir. Erkeklerin, düşünülenin aksine, neden sevildiklerini duymaya daha sık ihtiyaçları vardır.

Sorun ne sizde ne de eşinizde
Yolunda gitmeyen cinsel yaşamın sorumlusu olarak mutlaka taraflardan biri görülür. Hatta çoğu zaman her iki taraf da, ya kendisini, ya da diğerini suçluyor olur. Yolunda gitmeyen, eskiye göre olumsuz yönde değişen cinsel yaşamla ilgili yapılan konuşmalarda, mutlaka bilinmesi ve vurgulanması gereken, sorunun taraflardan birinde olmadığıdır. Az uyuyan bir bebek, değişen ev ortamı, artan yorgunluk, hatta alınan kilolar cinsel yaşamın kalitesinin farklılaşmasına neden olur. Partnerinizle olası nedenler üzerine konuşun ve şu gerçeği aklınızdan çıkarmayın: sorun ne sizde, ne de partnerinizde…

Teknik
Utangaç olanın ne yeri ne de zamanı. Kendinizle ve neler hissettiğinizle ilgili net tanımlar yapın. “Tamam artık bebek uyudu, hadi hemen odaya geçelim” yaklaşımı size uygun değilse, “Önce biraz oturalım, elimi tut” demekten çekinmeyin. Bebek sahibi olduğunuzdan beri hem bedeniniz, hem de istekleriniz önemli derecede değişti. Belki de daha önce hiç istemediğiniz, alışık olmadığınız bir şeyler istiyorsunuz: daha sert, daha yavaş, daha yumuşak, buraya dokun vb. Arzularınız değişmiş olabilir, belki de şimdiye kadar o anda ne istediğinize hiç odaklanmadınız; ne istediğinizi söylemenize hiç gerek kalmamıştı. Şimdi artık tam zamanı… Eşinize ne istediğinizi, nasıl istediğinizi söyleyin. Bunu söylemenin en iyi yeri ve zamanı, hissettiğiniz yerde, hissettiğiniz zamandır.

Yapılan geniş çaplı bir araştırmada, annelerin cinsel yaşamları ile ilgili sorulan sorulara verdikleri cevaplar ve yüzdeleri şu şekildedir:

Şu anda cinsel yaşamınızda yaşadığınız en büyük sorun hangisi?
% 43 Eşim benden daha sık seks yapmak istiyor.
% 34 Her ikimiz de, birlikte olmayı isteyemeyecek kadar yorgun oluyoruz.
% 12 Hiçbir şey
% 11 Cinsel yaşamımız fazlasıyla değişti ve yeniden eski düzenine sokmakta güçlük çekiyoruz.

Cinsellikle ilgili, en çok hangi konuda konuşmakta zorlanırsınız?
% 35 İkimizin eşit şekilde cinselliği istememesi.
% 33 Eşimin farklı veya daha iyi yapmasını istediğim bir şeyi belirtmekte.
% 18 Ne sıklıkta seks yapacağımız konusunda.
% 14 Diğer konular.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir